GARİP-ZEYCAN YILDIRIM FEN LİSESİ COGRAFYA SİTESİ
 
GARİP - ZEYCAN YILDIRIM FEN LİSESİ COGRAFYA SİTESİ
HOŞ GELDİNİZ  
  ANA SAYFA
  RESİMLERLE ATATÜRK
  GEZİLERİMİZ
  COĞRAFYA DÜNYASI
  => Konum ve Etkileri
  => SICAKLIK
  => İzoterm Haritaları
  => Basınç ve Rüzgarlar
  => NEMLİLİK VE YAĞIŞ
  => iklim
  => Yer'in ve Yerkabuğunun Yapısı
  => Kıtaların Serüveni
  => VOLKANİZMA
  => Depremler
  => Türkiye'nin jeomorfolojik evrimi
  FORUM
  BAĞLANTILAR
  Ziyaretçi defteri
  İletişim
  DUYURULAR
Türkiye'nin jeomorfolojik evrimi

TÜRKİYE ‘NİN YERŞEKİLLERİ VE OLUŞUMU

    TÜRKİYE’NİN JEOLOJİK GEÇMİŞİ 

        1.ZAMAN(PALEOZOİK): (700 milyon yıl öncesi) Türkiye ’nin arazisinde Tethys Denizi vardı. Daha sonra bu denizin tabanı yükselerek ülkemizin çekirdeğini oluşturmuştur. 1. Zamanda oluşmuş araziler sertleşmiş haldedir. Bu yüzden esnemezler, kırılmazlar. Trakya ’da Yıldız Dağl. Ege’de Menteşe, İç Anadolu’da Kırşehir  ve Doğuda Bitlis sertleşmiş alanlardır.Bu zamanda gür olan bitki örtüsü kalıntıları  bu günkü Taşkömürü yataklarını oluşturmuştur.
        2.ZAMAN(MESOZOİK): (360 Milyon yıl önce) Bu zamanda yerkabuğu hareketleri (Tektonizma) fazla olmamış. Ülkemizin su yüzüne çıkan masif alanları dış kuvvetlerce aşındırmalara maruz kalmıştır.
        3.ZAMAN(TERSİYER):(160 Milyon yıl önce) Bu zaman da Alp- Himalaya kıvrım kuşağı ile ülkemizin arazisi de yükselmeye uğramış ve Anadolu Yarımadası genel görünümünü almıştır. Bunun sonucunda Toroslar ve K.Anadolu Dağ Kuşakları oluşmuştur. Volkanizma ve faylanma etkili olmuş, Volkan dağları oluşmuştur. Bu zamandan kalan bitki kalıntıları ise bu günkü Linyit Yataklarının oluşmasını sağlamıştır. Ayrıca Petrol, Tuz ve Bor Mineralleri de bu zamanda meydana gelmişlerdir.
        4.ZAMAN(KUARTERNER): (2 Milyon yıl öncesinden günümüze) Buzul Dönemi ve Buzul sonrası diye iki dönem yaşanmıştır. Ülkemiz son şeklini almıştır.Delta ovaları ve Akarsu sistemi oluşmuştur. Ege Denizi ’nin olduğu Egeit karası çökerek  Ege Denizi, bunu takiben İstanbul ve Çanakkale Boğazları oluşmuştur. Bugün bu çökme Marmara, Karadeniz ve Akdeniz Havzalarında hala devam etmektedir.

       
 
           Türkiye'nin orojenezle şekillenmesi

        TÜRKİYE’DE İÇ KUVVETLER

              Ülkemizin yer şekilleri de dünyadaki diğer yerler gibi İç ve Dış Kuvvetlerle oluşmuştur.Biz ülkemizin oluşumuna etki eden İç Kuvvetleri inceleyeceğiz.

       İç Kuvvetler: Volkanizma, Depremler ve Tektonik Hareketlerdir. Bunların bazıları yeryüzünü hissedemeyeceğmiz kadar yavaş ve uzun zamanda şekillendirirlerken (Orojenez,Epirojenez) ve bazıları çok kısa zamanda gelişir ve büyük yıkımlara neden olur (Volkanizma,Deprem).Tümü enerjisini magmadan alır ve yerkabuğunun hareketleriyle kendini gösterir. Bu kuvvetlerin sonucunda yer şekilleri yükselir, kıvrılır yada kırılır, yeni dağlar yada çukur alanlar oluşur.
  

1. OROJENEZ VE TÜRKİYE’DE OROJENEZ HAREKETLERİ
 

    Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 500m. ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.

  Orojenez; Dağ oluşumu olarak da adlandırılır. Yakınsak(yakınlaşan)levha sınırlarında yan basınçlarla sıkışan tortullar ve yerkabuğu plakaları kıvrılarak ya da kırılarak engebe kazanır ve sıradağlar veya çöküntü alanları oluşur.Oldukça yavaş gelişen orojenez iki tür yapı oluşturur.

  A) Kıvrımlı yapı

  B) Kırıklı yapı (Faylı yapı)
  

  A)Kıvrım Yapı: Orojenez sonucu esnek tabakalar kıvrılır,bükülür ve sıradağlar oluşturur. Ülkemizdeki sıradağlar Alp-Himalaya Orojenezi sonucu oluşmuştur. Bunların bir kısmı (Kuzey Anadolu ve Toros Dağları) kıvrımlı  yapıya
güzel örneklerdir.
     Kıvrılma sonucu yüksekte kalan kubbemsi kısımlara Antiklinal, alçakta kalan çanaksı yapıya ise Senklinal denir.

   
             
                          Kıvrımlı yapı örneği
                         kıvrım

     B) Kırıklı Yapı: Orojenez sonucu sert tabakalar kıvrılmaz kırılır. Böylece yükselen kısımlar (Horst) sıradağları oluştururken, Alçalan kısımlar Çöküntü ovalarını (Graben) oluştururlar. Horst ve Grabenler arasında ise kırıklar (Fay Hatları) bulunur. Bu yüzden buralar hem deprem alanlarıdır hem de kaplıca kaynaklarının sık görüldüğü yerlerdir. Ege bölgesinde kıyıya dik uzanan dağlar (Horst) ve ovalar (Graben)bu şekilde oluşmuşlardır.Kuzey ve Doğu Anadolu fayları boyunca da çok sayıda graben ovalarımız bulunmaktadır.
              


 
                Ege'de kırıklı arazi yapısı

 
2. EPİROJENEZ VE TÜRKİYE’DE EPİROJENEZ HAREKETLERİ

  •    Yer kabuğunda meydana gelen geniş alanlı alçalma ve yükselme hareketlerine epirojenez denir.
  •   Epirojenez yer yüzünü en uzun sürede şekillendiren iç kuvvettir.
  •    Bir yerde epirojenik hareketlerin olabilmesi için izostatik dengenin bozulması gerekir. 

 İzostatik denge: Yeryüzunde yükselti arttıkça kabuk yoğunluğu azalır.Yükseltisi az geniş çanaklarda,özellikle denizel kabukta ise yoğunluk  artar.Kalın ama yoğunluğu az olan  yüksek alanlar altındaki kabuk ile  yoğun ama ince  okyanusal  kabuk birbirini dengelemektedir.Bu dengeye izostatik denge denmektedir.
        Özetle yüksek arazilerin önünde  derinlik artar,kıta sahanlıkları (self)  daralır.

        Örnek:Doğu karadeniz sahillerinde  deniz hızla derinleşirken,Ege sahillerinde  deniz oldukça sığdır.Dünyanın en yüksek dağlarının  (Himalaya) hemen  yakınında dünyanın en derin çukurları  (Filipin-Mariyanna)  yer alır.

İzostatik Dengeyi Bozan Faktörler:

1)Karalarda aşınmanın, denizlerde birikmenin fazla olması,

2)İklim değişmeleri,

3)Dağ oluşumu hareketleridir,
4)Volkanizma
.
Denge aslında bozulmaz,Epirojenezle sürekli korunur.
Örnek:Dağlar aşınıp yontuldukça yükselirken, birikmelerin gerçekleştiği çanaklar aynı oranda alçalır.

 Epirojenez sonucunda;

1)Jeoantiklinal (Kıta) ve jeosenklinal (okyanus) meydana gelir.

2)Deniz ilerlemesi (Transgrasyon) ve deniz gerilemesi(Regrasyon): Deniz ve kara seviyelerinde meydana gelen değişmeler deniz ilerlemelerine veya gerilemelerine yol açar.Eğer bir yerde akarsu vadisi deniz içinde de devam ediyorsa; deniz ilerlemesinden bahsedilebilir. Deniz ilerlemesinin görüldüğü yerde akarsuyun ağız kısmı deniz suları altında kalır. Akarsuyun enerji potansiyeli azalır ve biriktirme yapar. Deniz gerilemesi var ise akarsuyun yatak eğimi artar ve aşındırma gücü artar.Kıyı şekilleri yüksekte veya kara içlerinde kalmış ise deniz gerilemesi olmuştur.Deniz ilerleme ve gerilemeleri ; kara ve deniz dağılışlarını  önemli ölçülerde değiştirmekte,kıyılarda taraçalar (Seki)  oluşturmakta,eski akarsu vadilerinin sular altında kalmalarına neden olabilmektedir.

  Türkiye’de epirojenez sonucunda;

  • Anadolu yarım adası yükselirken; çevresindeki Akdeniz ,Ege, Karadeniz çanakları ile Ergene havzası alçalmıştır.İç Anadolu Bölgesi plato görünümünü almıştır.Yükselen İç Anadolu platoları kademe kademe akrsularla yarılmış,akarsu kıyılarında da taraçalar oluşmasına neden olmuştur.Bu arada,Kuzey Anadolu ve Toros Dağları yükselirken iç bölgelerden gelen akarsularca yarılmış,yarıntılar bugünkü boğaz vadilerimizi ortaya çıkarmıştır.
  • Toroslar'da ve Karadeniz Dağları'nda yüksek düzlüklerin (Aşınım Platoları) görülmesi bu dağlarımızın epirojenezle aşındıkça yükseldiklerine kanıttır.
  • Dünya üzerinde ise İskandinavya yarımadası yükselirken , Almanya ve Hollanda alçalmıştır.  

                

       Epirojenez-Transgrasyon-Regrasyon sonucu  kıyıda taraça oluşması


3.
VOLKANİZMA VE TÜRKİYE’DE VOLKANİZMA HAREKETLERİ

  •     Yerin derinliklerindeki mağmanın yeryüzünde (dış)veya yeryüzüne yakın derinliklerdeki (İç)faaliyetlerine volkanizma denir.
  •      Volkanizma sırasında mağma katı, sıvı ve gaz halinde yer yüzüne çıkar. Çıkan sıvı maddelere lav, katı maddelere tüf denir. Gazların çoğu ise su buharıdır.
    • Volkan konilerinin tepesinde bulunan çukurluğa krater denir

         

  • Volkanik püskürmelerle atmosfere yükselen tozlar etrafa yağmur gibi iner.İnen bu malzemelerin kül boyutunda olanları Tüf olarak adlandırılır.Tüfler çok kolay aşınır.Hızlı aşınmalar dik yamaçlı vadilerin oluşmasına neden olur.Ihlara vadisi  gibi..Tüfler arasında aşınmaya dirençli kayalar varsa bu kayaların tabanında erozyondan korunan tüf sütunları oluşur.Bu sütunlara Peri Bacası denir.Ürgüp,Göreme,Zerve yöresi dünyada çok ender rastlanan bu doğa harikaları sayesinde,her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği yörelerimizdendir.
  • Volkanizma ile çıkan malzemeler çıktığı yerde birikerek vol
    kan konilerin
    oluşturur.

  • Bazı volkan dağları oluştuktan sonra tekrar püskürme olabilir. Daha sonra meydana gelen püskürme ile koninin  tepe kısmı parçalanabilir. Böyle oluşmuş çanaklara kaldera denir. Ör: Nemrut dağı kalderası  ve Gölü..(1441 yılında ikinci kez püskürmüştür.)
  • Volkan dağlarının yükseltisinin az veya çok olmasında lavların akışkanlığı etkilidir. Lavların akıcılığı fazla ise yükseltisi az olan yayvan görünüşlü volkan konisi oluşur. Bunlara tabla  veya plato volkanlar denir. Ör: Karacadağ volkan dağı (G.D Anadolu)  
  • Lavların akıcılığı az ise yükseltisi fazla olan volkan dağları oluşur. Bunlara da koni volkanları denir. Ör: Ağrı dağı
  • Bazı bölgelerde volkanik faaliyet sadece gaz patlaması şeklinde olabilir.  Bu durumda gaz çıkışının meydana geldiği yerde koni yerine geniş bir çukurluk oluşur. Bu çukurluğa patlama çukuru veya maar denir. Bu çukurlukta su birikmesi sonucu göl oluşur. Yurdumuzda  Konya-Karapınar'da oluşmuş Meke Tuzlası (Gölü) buna  örnektir.

                    
  • Volkanlardan çıkan malzemeler  yer yer akarsu  yataklarının önünü kapatarak  lav setti gölleri veya volkanik set gölleri  oluşturabilmektedir.  Doğu Anadolu 'da bu tür göllere sık rastlanır.Örn:Van Gölü eski ve küçük bir tektonik çanakta yer alırken önünde yükselen Nemrut Volkanı ve lavları gölün dışa akışını kesmiş,gölün büyümesine yol açmıştır.Benzer olaylar Çıldır,Erçek,Haçlı gibi göllerimizde de görülmüştür.
  • Volkan dağları çevresi bütün tehlikesine rağmen sık nüfusludur. Sebebi çevrelerinde oluşan verimli tarım alanlarıdır.İç Anadolu'nun Kapadokya Yöresi (Kırşehir-Niğde-Kayseri çevresi)  ve cıvarı bölgenin Tarımsal nüfus yoğunluğu en yüksek sahası olmasını bu niteliğine de borçludur.

 TÜRKİYE'DE VOLKANİK BÖLGELER

               

  • Doğu Anadolu Bölgesi: Ağrı , Tendürek, Süphan, Nemrut çevresi,



      

  • İç Anadolu Bölgesi: Erciyes, Hasan dağı Melendiz dağı, Karadağ , Karacadağ ve çevreleri
  • Akdeniz Bölgesi: Hassa Yöresi (Hatay) ve Ceyhan (Adana) çevresidir
  • G.D Anadolu Bölgesi: Karacadağ ve çevresi
  • Ege Bölgesi: Kula volkanları yöresi
  • Karadeniz Bölgesi: Köroğlu Dağları (Hem volkanik, hem de kıvrım) dağıdır)

              
4.DEPREM VE TÜRKİYE’DE DEPREMLER(SEİZMA)
  
                       

Türkiye dünyanın aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde yer alır. Ülkemizin yüz ölçümünün % 42’si birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. 20. yy’ın başlarından beri yapılan istatistiki  çalışmalar Türkiye’de yaklaşık olarak her iki yılda bir yıkıcı deprem, her üç yılda bir de pek çok yıkıcı deprem olduğunu göstermektedir. Ülkemizde,fay hatları ile ilişkili olarak 3 çeşit deprem kuşağı bulunmaktadır:

      
      
                                       Türkiye diri fay hatları haritası
1)Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı:
Türkiye’nin kuzey kesiminde doğu-batı doğrultusunda uzanan Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı yaklaşık 1500 km uzunluğa sahiptir. Marmara Bölgesi’nde; Saros Körfezinden başlar, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki Aras Vadisi’ne kadar uzanır. Bu kuşak Gelibolu, Marmara Denizi’nin derin kısımları, İzmit Körfezi, Adapazarı,Düzce-Bolu, Gerede,Merzifon, Suluova, Erbaa-Niksar, Kelkit vadisi ile Erzincan, Erzurum, Varto ve Van üzerinden geçen bir hat şeklinde uzanır. Ayrıca Çanakkale, Edremit, Bursa ve İznik bu kuşak içerisinde kalır. Bu kuşak an çizgileriyle “Kuzey Anadolu Fay Hattı” adını alır. Kuzey Anadolu Fayının kuzeyinde ve güneyinde ortalama 50km genişliğindeki alanı kapsayan bu kuşak içerisindeki çok şiddetli depremlerin meydana gelme olasılığı yüksektir.                    

2)Güneydoğu Anadolu Deprem Kuşağı: İskenderun Körfezi’nden Van’ın doğusuna kadar bir yay çizerek uzanır. Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bitlis ve Van bu kuşaktır. Bu kırık hattı, Kuzey Anadolu deprem kuşağı ile Bingöl-Karlıova çevresinde birleşir. Ayrıca Van Gölü çevresi ile, kuzeye doğru Malazgirt, Tutak(Ağrı), Aşkale-Erzurum-Pasinler-Horasan havzalarındaki faylar üzerinde de sıkça depremler oluşmaktadır.
3)Batı Anadolu Deprem Kuşağı: Ege Bölgesi’ndeki Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes çöküntü ovaları boyunca uzanan bazı diri fay hatları bulunmaktadır. Bu fay hatlarına uyum gösteren deprem kuşağı; Ayvalık, Dikili, İzmir, Aydın, Denizli, Isparta ve Akşehir’in içine alır. Ayrıca Burdur, Acıgöl havzalarının kenarlarında ve Sultan Dağları’nın kuzey eteklerinde de faylar uzamaktadır. Bu faylar boyunca zaman zaman depremler olmaktadır.

   Yurdumuz deprem tehlikesi bakımından beş bölgeye ayrılmıştır:


        I. derece deprem bölgeleri;Başta Kuzey Anadolu ve Güneydoğu Anadolu fay kuşakları boyunca uzanan sahalar ile Ege Bölgesi ve Göller Yöresi’ni kapsar.

     II. derece deprem bölgeleri; I. derece deprem bölgelerinin çevresini kuşatır.

     III. ve IV. derece deprem bölgeleri;Trakya’nın kuzeyi, Karadeniz kıyıları. İç Anadolu’nun çevresi ile Güneydoğu Anadolu’nun güneyi III. Ve IV. Derece deprem alanlarını oluşturur.

     V. derece deprem bölgesileri;Tuz Gölü ile Taşeli Yöresi,Kırklareli,Sinop yöreleri,Harran Yöresi deprem tehlikesinin en az olduğu V. Derece deprem bölgesini oluşturur.

                         Türkiye Deprem Haritası                          

Birçok büyük şehirlerimizin I. Derece deprem bölgeleri üzerinde kuruldukları, nüfusumuzun yarıdan fazlasının bu sahalarda yaşadığı bir gerçektir. Türkiye, deprem riski açısından dünyanın en önde gelen ülkelerindendir. Depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkin iki yolu depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve toplumu depreme karşı eğitmektir. Yaşadığımız mekanlarda depremin olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için bazı önlemler alınmalıdır. Bunun ötesinde sarsıntı sırasında ve sonrasında yapılması gereken işler ile uygulanması gereken kurallar özellikle can kaybını azaltmak açısından çok önemlidir. Depremin ne zaman olacağını belirlemek günümüzde teknik açıdan mümkün olmadığından deprem bölgelerinde yaşayan insanların bu konuda her saniye hazırlıklı olmaları gerekmektedir.
Not:Türkiye'de görülen büyük depremler ve konumuzla ilgili daha birçok bilgiye aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

                  http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/default.htm  

                  

  • Bu sayfada yer alan bilgiler çeşitli sunum,kitap ve dergiler ile     internet  ortamından sağlanmıştır.Bu yolla emeğinden yararlandığım kişi ve kurumlara teşekkür ederim.
  • Sayfada öğretmenimiz küçük düzeltme ve eklemeler yapmıştır.

                         Hazırlayan:Öner YENER  
                                          Samsun Fen Lisesi /1-A  
                                                                              Nisan 2008

 

Saat  
   
Bugün 17 ziyaretçi (19 klik) buradaydı
Hoşgeldiniz Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol